16 Ocak 2008 Çarşamba

Reformmuş...peeeaaahhhh!!

Bu memleket bu şekilde adam olmaz arkadaş...Son zamanlarda reform adı altında yapılanlara bir de bunları yapanların söylemlerine her ne kadar gözlerimi yummak istesem de kulak kabartmadan edemiyorum..Bundan mütevellit bir iki mevzuyu "çöplüğümde" dile getirmeye karar verdim.
1.Ailem ve kendi mesleğim gereği sağlık kurumları,mevzuatları ve devletin bu yöndeki uygulamalarıyla fazlaca sıkı fıkıyım. 1 Ocak 2008 itibariyle devletimizin sağlık alanında sözde yeniliklerini hayret ve üzüntüyle izliyorum.Yenilik adı altında yapılan bu uygulamalar ile yanılıyorsam düzeltin modern bir ülkenin 3 temel taşından biri olan ve ancak devlet yönetimi altında düzgünce yürütülebilecek ulaşım,eğitim ve sağlık dan sağlık kısmı özelleştirmeye doğru emin adımlarla gidiyor.Üniversite hastaneleri kendi tıbbi malzemelerini "anlaşmalı" kurumlardan temin etmek zorunda bırakılıyor.Finansman da yeterli olmayınca hastalar gerek malzeme eksikliği gerekse maddi şartlarından ötürü mağdur oluyorlar.Anlaşmalı dan kastım elbette devletin öngördüğü ve kendi kadrolaşması sonucu oluşturduğu kurumlardan ibaret.Vatandaş, Çapa,Cerrahpaşa,Uludağ Üniversitesi gibi bu ülkenin önde gelen kurumlarında ameliyat edilemiyor.Devlet,bilahassa özellikli tedavi gerektiren onkolojik tedavileri gectim,trafik kazasına maruz kalmışlara bile yardım elini uzat-a-mıyor!
2.Devlet,şu sıralar enerji açığını kapamak ve bölgede jeopolitik öneme haiz daha kuvvetli bir devlet olmak amacıyla uranyum zenginleştirmesi konusunda somut adımlar atmaya hazırlanıyor.Enerji açığını kapamak güzel de bunu yaptıran Amerika olunca,ülkemin birçok konuda zaten olmasına rağmen maskot edilerek bir başka ülkeyi zenginleştirmesini,aynı zamanda ortadoğudaki kuvvetini arttırmasına olanak tanımasına katlanamıyorum.Çevreye verecek geri dönülmez zarara değinmiyorum dahi...
3.İnsanların dini inançlarıyla ve bunu uygulayış biçimleriyle hiçbir derdim yok.Din, dinsizlik kanımca kişinin o ülkenin hukuk kuralları dahilinde kendine kendine bırakılması gereken bir muhasebedir.Ve lakin bunu "türban simge olsa ne yazar" diye dile getirirseniz orda problem başlar..o zaman birileri de derki şeriat öyle veya böyle gelecektir ya da devrim olacak ise kanlı olacaktır...Karşılığında bişeycik de söylemezsiniz...Soru:Birçok mevzuda örnek aldığımız Almanya da gamalı haçın çizilmesi,"heil hitler" denilmesi ya da selamının simgesel olarak dahi yapılması neden yasaktır.Oysa gamalı haç tarihte çok eski bir simge değil midir?Demek ki dünyanın bir yerlerinde simgeler ideolojik manada yanlış sonuçlara ulaştırabileceği için yasal olarak kısıtlanmamış mıdır..
Bizi aptal yerine koyuyorlar..biz de aval aval izliyor sonumuz hayrola edebiyatından öteye gidemiyoruz..

10 Ocak 2008 Perşembe

: ) snow patrol feat. martha wainwright




set the fire to the third bar
 
Site Meter