22 Kasım 2007 Perşembe

tu dir was schweppt !!


Artık dayanamıycam, reklama girse de umrumda diil,takdire şayanlığından gözlerimi kamaştıran bu nesne için duygularımı saklamadan dilime ne geliyorsa ifade edicem.Fazla tasarımdan,design dan teknik olarak anlamam öte yandan kötü bir damak tadım yoktur.Çocukluktan beri tonik içmeyi de severim ayıptır söylemesi.neden mi bunları anlattım peşinen,çünkü geçenlerde bana bunu sevdirenin anlı şanlı "schweppes" in ta kendisi olduğunu ve hayatımdaki vazgeçemilmezlerden birini teşkil ettiğini farkettim.Tonik artık sade gitmiyor doğru belki de yaşla orantılı artık yanında biraz votka istiyor,ama ya o mandalina aroması,peki ya elma...buz gibi minicik şişesinden onu hafifi yudumlarla içmek...sonra karşına koyup sadece izlemek..şisesinin tasarımıyla,içindekiyle ne muhteşem bi yaratık bune güzel bir yaratıcılık bu..akşam o aslanlı aligatörlü reklamını görünce bi daha istemek... hastasınım schweppes!!

P.S.:okurun dikkatine:Schweppes de çalıştığım falan yok,tadına sadakatım den gayri herhangi bir organik bağım da yok.sadece concept ine,tadına,pazarlama şekline hayranım...budur:)

20 Kasım 2007 Salı

ayva,kestane ve su

Haberi aynen aktarmakla yetiniyorum yorumsuz:
"İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural, İstanbul'da son yağışlarla birlikte 151 milyon metre küp suya daha ulaşıldığını belirterek, "Bu yıl ayva ve kestanenin çok olmasından dolayı kış biraz daha şiddetli geçecek, Bu nedenle de barajlardaki doluluk oranının daha da çok artmasını bekliyoruz" dedi. "...
devamı da burda,tıklayın: habertürk

yazık değil mi ali amcaya ?!

Gerçekten çok bildiğimden değil ama sabah sabah ,gerçek referansları çatır çatır beyan etmesine istinaden de,sözüne gayet itibar ettiğim bir gazetecinin radyo programında,hani yıllardır “her” baştaki yöneticinin göğsünü kabarta kabarta övündüğü asya dan alıp avrupaya aktardığımız petrol boru hattıMızın aslında ne büyük kepazeliklere gebe olduğunu dinledim.Ağzımda dünden kalmış muhteşem cheesecake in ve anın tadı bile midemin bulanmasına engel olmadı..
Konu şu:Ankara’da ki Ali Amca evinde ısınabilmek için kullandığı iran ve rusyadan gelen 1000 metreküp doğalgaza 300 dolar öder iken,tüm türkiye üzerinden geçerek yunanistan ulaşan azeri doğalgazına atinadaki yorgo amca 149 dolar ödeyerek sahip olabiliyor.Bu 149 doların 29 doları transportasyon ücreti olarak alınıyor türkiye tarafından,ki buna zam yapılması yasak!! ve yıllık karımız da bu işten 30 milyon dolar…Ha zaten türkiye üzerinden geçen bu boru hattının tam tamına %5 ine sahip Türkiye Cumhuriyeti Devleti..Yabancı sermayeli bir şirket dahi %25 hak sahibi…Aklıma neler mi geliyor:
1.Yazık…
2.En bi zihnimi kurcalayan soru:Bir petrol boru hattının geçtiği yolda çevreye verilen zararın oranı ne olaki acaba?
3.Milyarlarca dolar borcu olan devlet 30 milyon dolarlık cep harçlığıyla o ziyan olmuş çevreyi mi onaracak,borçlarının fazilerini mi ödeyebilecek?
4.Yorgo amcanın ucuz kullanmasına en ufak bir lafım yok lakin Ali’nin ne günahı var:)
5.Devlet erkanı hala gerekirse vanaları kaparız çeksin,sen senin topraklarından geçmesine rağmen %5 ine sahip olduğun,satışı konusunda söz sahibi olamadığın zımbırtıya nasıl müdahele etcen be adam..komik..
Soruların ve yorumların ardı arkası gelmez…Tablo net..Eminim Mustafa Kemal’ in kemikleri sızlıyordur..

bleeding heart - david vendetta feat. rachel starr



bu arlar pek bir takıldım ben bu şarkıya dinleyin bakalım, seversiniz inşallah : )

18 Kasım 2007 Pazar

menkıbe teyze

hehehe...bendeniz menkıbe teyze...

13 Kasım 2007 Salı

yılların heidi si be...

Yani üzerine o kadar çok yazıldı çizildi ki artık bana birşey söylemek düşmez ayrıca konuya dair konuşmak da kanımca gülünç ya,yine de söylenmiş olanlarlardan da bir demet katıp yorumumu yapayım.Kimsenin başörtüsüne,inancına,bunu yaşayış şekline hukuk kurallarına uyduğu sürece bir lafım yok.Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyet'de kimsenin olamaz.Ha bunun aksi de elbette geçerli,aman unutmayalım.Dileyen başkasını rahatsız etmediği sürece taksimde arnavutköyde elinde birasıyla yürüyebilir,sevgilisiyle el ele,kiminde sarılarak yürüyebilir,öpebilir.Kime ne!...Haaa şimdi konumuza dönelim.Milli eğitim Bakanlığı bir miktar "okunması vacip kitap listesi" yayınlamış ilkokul çağındaki gençler için.İçinde hakikaten olmazsa olmazlar var bir çocuk için hem ilüstrasyonlarla da dolu.Buraya kadar muhteşem.Muhteşem de ,şirin babayı cumaya gönderen zihniyet burada da kendini göstermiş,ve misal yılların dağlar kızı Heidi'nin ananesine dayamış başörtüsünü.Alice Harikalar dünyasında 'nın ismini yapmış,Alice tahsis diyarında...Allahım ya...Minicik beyinleri böyle ucuz,kahpece oyunlarla zehirliyorlar ya...dayanamıyorum..Haberi de burda..buyrun:http://www.milliyet.com.tr/2007/11/13/son/sonsiy03.asp

4 Kasım 2007 Pazar

2 Kasım 2007 Cuma

güle güle pembe panter...

SHP dönemlerini zaten hayal meyal hatırlıyorum, o zamanki politik görüşüm ise incecik en bi içten gülen amcanın etrafındakiler iyi diğerleri beş para etmez adamlardan ibaretti ki bu da takdir edersiniz ki ailenin empozesi.Neyse benim hayatım o vakit he-man,voltran,thundercats ve pembe panterden öteye gitmezdi ve ben de onu pembe panterle çok özdeşleştirmiştim.:)Zamanla öğrendim ki bu amca Atatürk ‘ün sağ kolunun akrabası ve çok da okumuş bir adammış.E benim de yaşım ilerledikçe,az çok aklım bi takim seylere ermeye basladiktan sonra ,bu degerli kişinin neden politika gibi bir çöplükte yeraldigini muhakeme etmeye çalıştım.Zor değil,bu kadar akıl fikir sahibi bir insanın bu denli kendini yalanın fink attığı arenaya atarak memlekete hizmet etmek istemesi-hem de hayatında ötesine ihtiyaci olmadigi asikar olsa dahi- ancak ve tam olarak sözlük anlamıyla "vatan sevgisiyle" aciklanabilir kanimca…Simdi tekrar okudukca ona dair anektodları,basarılarla dolu hayatını,fol yok yumurta yokken siyasete girisini ve sessizce gidisini..tüm kalbimle takdir ediyorum.Nur içinde yat Erdal İnönü…
 
Site Meter