26 Aralık 2007 Çarşamba

Bilgisayar karın doyurur mu?


Bilgisayar karın doyurur mu?

Niye doyurmasın.Resimdede görüldüğü gibi gayet güzel mangal yapılabiliyor.Fakat belirli bi ısıdan sonra bu arka fan çalışmıyor yellemeyi manuel yapmanız gerekiyor :D

24 Aralık 2007 Pazartesi

23 Aralık 2007 Pazar

the yukon song - yukon ho! (calvin and hobbes)

My tiger friend has got the sled,
And I have packed a snack.
We're all set for the trip ahead.
We're never coming back!

We're abandoing this life we've led!
So long, Mom and Pop!
We're sick of doing what youve said,
And now it's going to stop!

We're going where it snows all year,
Where life can have real meaning.
A place where we wont have to hear,
"Your room could stand some cleaning."

The Yukon is the place for us!
That's where we want to live.
Up there we'll ge to yell and cuss
And act real primitive.

We'll never have to go to school,
Forced into submission,
By monst, crabby teachers who'll
Make us learn addition.

We'll never have to clean a plate,
Of veggie glops and goos.
Messily we'll masticate,
Using any fork we choose!

The timber wolves will be our friends.
Well stay up late and howl,
At the moon, till nightmare ends,
Before going on the prowl.

Oh, what a life! we cannot wait,
To be in that arctic land,
Where we'll be masters of our fate,
And lead a life that's grand!

No more of parental rules!
We're heading for some snow!
Good riddance to those grown-up-ghouls!
We're leaving! Yukon Ho!

21 Aralık 2007 Cuma

19 Aralık 2007 Çarşamba

Bayram postası

Efendim cümleten Bayramınız kutlu, en başta huzurlu ve sağlıklı,mümkünse mutlu da olsun:)

5 Aralık 2007 Çarşamba

japon savaş uçağı:”mİnİbÜs”

Minibüslerden bahsetmek istiyorum.Keza ben sabah akşam trafikte “aha şimdi inip kavga etcem” diyip sözümü yutarak ama ağzıma geleni söylerek kendileriyle olan ilişkimi sürdürüyorum.Haaa en baştan söyleyeyim hataları bir cemiyete mensup herkese mal etmek başlı başına bir hata olsa da bu kişiler topluluğun %90ını oluşturuyorsa bir genelleme de hakedilir hale geliyor kanımca.

Önce şöför tarafından ele alalım:Bir hatta muhtemelen kendinin olmayan bir aletde günde hiç yoksa 12 saat git-gel,dehşet bir vergi yükünün altında,kar marjı da o kadar yüksek olmayan bir işte,itinayla stres sahibi oluyorlar.Zaten su götürmez bir geç ben nispeten sabırlı bir insan olsam da beni 45 dakika içinde çileden çıkaran trafikte bu adamların 12 saatte bildiğin katil olmaması psikoloji dalında doktora tez konusu.

Bir de yolcu açısından bakalım:minibüs,günün herhangi bir saatinde yani -de ki sabah 8 akşam 12-taksiye parası yetmeyenin,otobus duragina yurumeye usenenin ragbet gosterdigi cihaz.Hatsal taksi gözüyle de degerlendirebilecegimiz “mnbs” ile ben de çok seyahat ettim,yaşadıklarımdan bir demet anlatim.Yogun saatlerde km ye yakın kuyruga hazi olabilir.Yoldan binerseniz yüzde 99 kalabalıktır,şoförün”düşmüyoruz” narasıyla kapıdan yarı sarkık devam edersiniz.Ayaktaki yolculara polis görülünce maçlarda arka tarafta oturanların öndekilere görüntü eksikliğinden ötürü verdikleri komut duyulur:”çök çök çök!!”Bu sefer ceza yememek için..bu bağlamda minibüsle bir yere ulaşmak takım işidir,yardımlaşmadır,belki insani duyguları sınar ve de pekiştirir.

Şimdi de 3 bir zat tarafından ele alalım…Karşıdan karşıya geçmene asla ve kat i olarak müsade etmeyen,e5 in-ki kendisi ankarayı londraya bağlayan karayoludur-3 şeridinde de yolcu indirip bindirmek ve muhtemel iki yolcu arasındaki en kısa mesafeyi almak için kamikazevari dalislarla yol alan,kesinlikle ,her daim haklı olan zatlar…

Sonuç olarak hangi gelişmiş ülkede dolmuş var ya.Ulaşımsa eger dert olan a noktasından b noktasına,metro yap,otobus hattı aç,ya da var olanı arttır,sıklaştır,sehiriçi ulaşım sektöründen koparma bu adamları da,iki eğitim ver ,onları da kullan sabit maaşla,hem onlar sektörden kopmasın,ailelerini geçindirsin,hem yolcu rahat ve sağ salim gideceği yere ulaşsın,hem de 3. kişiler yaşam şartlarını bu yuzden tehlikeye atmayıp,benim gibi sinir sahibi olmasınlar.

3 Aralık 2007 Pazartesi

Bülent Ortaçgil-Değirmenler

aralık ayına da böyle bir giriş yapalım..ustanın önünde saygıyla eğilelim..görüntüye aldanmayın,bırakın çalsın fonda, siz bir miktar gözlerinizi kapayın..

22 Kasım 2007 Perşembe

tu dir was schweppt !!


Artık dayanamıycam, reklama girse de umrumda diil,takdire şayanlığından gözlerimi kamaştıran bu nesne için duygularımı saklamadan dilime ne geliyorsa ifade edicem.Fazla tasarımdan,design dan teknik olarak anlamam öte yandan kötü bir damak tadım yoktur.Çocukluktan beri tonik içmeyi de severim ayıptır söylemesi.neden mi bunları anlattım peşinen,çünkü geçenlerde bana bunu sevdirenin anlı şanlı "schweppes" in ta kendisi olduğunu ve hayatımdaki vazgeçemilmezlerden birini teşkil ettiğini farkettim.Tonik artık sade gitmiyor doğru belki de yaşla orantılı artık yanında biraz votka istiyor,ama ya o mandalina aroması,peki ya elma...buz gibi minicik şişesinden onu hafifi yudumlarla içmek...sonra karşına koyup sadece izlemek..şisesinin tasarımıyla,içindekiyle ne muhteşem bi yaratık bune güzel bir yaratıcılık bu..akşam o aslanlı aligatörlü reklamını görünce bi daha istemek... hastasınım schweppes!!

P.S.:okurun dikkatine:Schweppes de çalıştığım falan yok,tadına sadakatım den gayri herhangi bir organik bağım da yok.sadece concept ine,tadına,pazarlama şekline hayranım...budur:)

20 Kasım 2007 Salı

ayva,kestane ve su

Haberi aynen aktarmakla yetiniyorum yorumsuz:
"İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural, İstanbul'da son yağışlarla birlikte 151 milyon metre küp suya daha ulaşıldığını belirterek, "Bu yıl ayva ve kestanenin çok olmasından dolayı kış biraz daha şiddetli geçecek, Bu nedenle de barajlardaki doluluk oranının daha da çok artmasını bekliyoruz" dedi. "...
devamı da burda,tıklayın: habertürk

yazık değil mi ali amcaya ?!

Gerçekten çok bildiğimden değil ama sabah sabah ,gerçek referansları çatır çatır beyan etmesine istinaden de,sözüne gayet itibar ettiğim bir gazetecinin radyo programında,hani yıllardır “her” baştaki yöneticinin göğsünü kabarta kabarta övündüğü asya dan alıp avrupaya aktardığımız petrol boru hattıMızın aslında ne büyük kepazeliklere gebe olduğunu dinledim.Ağzımda dünden kalmış muhteşem cheesecake in ve anın tadı bile midemin bulanmasına engel olmadı..
Konu şu:Ankara’da ki Ali Amca evinde ısınabilmek için kullandığı iran ve rusyadan gelen 1000 metreküp doğalgaza 300 dolar öder iken,tüm türkiye üzerinden geçerek yunanistan ulaşan azeri doğalgazına atinadaki yorgo amca 149 dolar ödeyerek sahip olabiliyor.Bu 149 doların 29 doları transportasyon ücreti olarak alınıyor türkiye tarafından,ki buna zam yapılması yasak!! ve yıllık karımız da bu işten 30 milyon dolar…Ha zaten türkiye üzerinden geçen bu boru hattının tam tamına %5 ine sahip Türkiye Cumhuriyeti Devleti..Yabancı sermayeli bir şirket dahi %25 hak sahibi…Aklıma neler mi geliyor:
1.Yazık…
2.En bi zihnimi kurcalayan soru:Bir petrol boru hattının geçtiği yolda çevreye verilen zararın oranı ne olaki acaba?
3.Milyarlarca dolar borcu olan devlet 30 milyon dolarlık cep harçlığıyla o ziyan olmuş çevreyi mi onaracak,borçlarının fazilerini mi ödeyebilecek?
4.Yorgo amcanın ucuz kullanmasına en ufak bir lafım yok lakin Ali’nin ne günahı var:)
5.Devlet erkanı hala gerekirse vanaları kaparız çeksin,sen senin topraklarından geçmesine rağmen %5 ine sahip olduğun,satışı konusunda söz sahibi olamadığın zımbırtıya nasıl müdahele etcen be adam..komik..
Soruların ve yorumların ardı arkası gelmez…Tablo net..Eminim Mustafa Kemal’ in kemikleri sızlıyordur..

bleeding heart - david vendetta feat. rachel starr



bu arlar pek bir takıldım ben bu şarkıya dinleyin bakalım, seversiniz inşallah : )

18 Kasım 2007 Pazar

menkıbe teyze

hehehe...bendeniz menkıbe teyze...

13 Kasım 2007 Salı

yılların heidi si be...

Yani üzerine o kadar çok yazıldı çizildi ki artık bana birşey söylemek düşmez ayrıca konuya dair konuşmak da kanımca gülünç ya,yine de söylenmiş olanlarlardan da bir demet katıp yorumumu yapayım.Kimsenin başörtüsüne,inancına,bunu yaşayış şekline hukuk kurallarına uyduğu sürece bir lafım yok.Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyet'de kimsenin olamaz.Ha bunun aksi de elbette geçerli,aman unutmayalım.Dileyen başkasını rahatsız etmediği sürece taksimde arnavutköyde elinde birasıyla yürüyebilir,sevgilisiyle el ele,kiminde sarılarak yürüyebilir,öpebilir.Kime ne!...Haaa şimdi konumuza dönelim.Milli eğitim Bakanlığı bir miktar "okunması vacip kitap listesi" yayınlamış ilkokul çağındaki gençler için.İçinde hakikaten olmazsa olmazlar var bir çocuk için hem ilüstrasyonlarla da dolu.Buraya kadar muhteşem.Muhteşem de ,şirin babayı cumaya gönderen zihniyet burada da kendini göstermiş,ve misal yılların dağlar kızı Heidi'nin ananesine dayamış başörtüsünü.Alice Harikalar dünyasında 'nın ismini yapmış,Alice tahsis diyarında...Allahım ya...Minicik beyinleri böyle ucuz,kahpece oyunlarla zehirliyorlar ya...dayanamıyorum..Haberi de burda..buyrun:http://www.milliyet.com.tr/2007/11/13/son/sonsiy03.asp

2 Kasım 2007 Cuma

güle güle pembe panter...

SHP dönemlerini zaten hayal meyal hatırlıyorum, o zamanki politik görüşüm ise incecik en bi içten gülen amcanın etrafındakiler iyi diğerleri beş para etmez adamlardan ibaretti ki bu da takdir edersiniz ki ailenin empozesi.Neyse benim hayatım o vakit he-man,voltran,thundercats ve pembe panterden öteye gitmezdi ve ben de onu pembe panterle çok özdeşleştirmiştim.:)Zamanla öğrendim ki bu amca Atatürk ‘ün sağ kolunun akrabası ve çok da okumuş bir adammış.E benim de yaşım ilerledikçe,az çok aklım bi takim seylere ermeye basladiktan sonra ,bu degerli kişinin neden politika gibi bir çöplükte yeraldigini muhakeme etmeye çalıştım.Zor değil,bu kadar akıl fikir sahibi bir insanın bu denli kendini yalanın fink attığı arenaya atarak memlekete hizmet etmek istemesi-hem de hayatında ötesine ihtiyaci olmadigi asikar olsa dahi- ancak ve tam olarak sözlük anlamıyla "vatan sevgisiyle" aciklanabilir kanimca…Simdi tekrar okudukca ona dair anektodları,basarılarla dolu hayatını,fol yok yumurta yokken siyasete girisini ve sessizce gidisini..tüm kalbimle takdir ediyorum.Nur içinde yat Erdal İnönü…

24 Ekim 2007 Çarşamba

crazy referee

aman tanrım:)

kabus

yıldızsız amansız bir gece

elimde yürek sürgünü

başucumda düş kırıkları

yayvan kahkahalarıyla tepemde

seni sewiyorumlar

boğazıma kıskaç

gözüme tuz ruhu

uyanabilsem...

birazcık nefes alsam

yüzüme çarpsa şelalem belki

karanlık beni emmeden

fütursuzca fırlayacağım

etten tabutumdan

uyanabilsem...

23 Ekim 2007 Salı

devr-i daim

Kırdırmaya çalışıyolar bizi tam da birbirimize..ağlıyoruz haklı olarak..belki yarın aralarında kendim de olacağını bilerek..her tarafta bayraklar,cep telefonuna siyah giyelim mesajları,gruplar,ışık kapatıp açarak protestolar..hatırlasanıza ugur mumcu öldüğünde bağrmadık mı hepimiz..tencerelere vurmadık mı her gece 8 de balkonlarda..deprem den sonra aman tanrım demedik mi…yardım için seferber olmadık mı..gitmeyenimiz pek seyrek değil mi kocaeli sakarya gölcük e…aradan yıllar geçti..uğur mumcunun ardından nice adam gibi adam yitirmedik mi..depremden sonra önlemler aldık mı..7 değil istanbul merkezli 6lık bir deprem olsa neler olabileceğini tahmin etmek zor mu..önce ailelerine evlat onbinlerce evlat kaybetmedik mi geçmişte…ve son vakit yine düzinelercesini..biz böyleyiz..olduğu zaman kınıyor,protesto ediyor,tepki gösteriyoruz en bi ekstrem cinsinden,üzerinden 3 gün geçince unutuveriyoruz…hadi 3 değil 30 gün olsun sizin için.yıkılan binaların mütehahitleri binalar yapmaya devam ediyor,iki üç tane akıllı uslu kalmış zaten sapır supur indiriliyor ( illa öldürülmesine gerek yok,pasifize edliyor ),ve gencecik cocuklar vatanperverlik perdesi altında kurban ediliyor..yanlış anlaşılmasın,6 ay eğitim aldığım,yan yana uyuduğum, sırtımı yasladığım adamın yanında kurşuna koşarak gitmez miyim..elbette giderim..ama birileri bundan istifade ediyor…yanlarına kalıyor..sonra çığlıklar..vahşice..biraz durgunluk,bu arada atı alan üsküdar ı geçer..ve devr-i daim devam eder.Nefret ediyorum bu kokuşmuşluktan..buna bizleri alet edenlerden.
Tüm kalbimle evlatlarını kaybeden ailelere sabır diliyorum.

22 Ekim 2007 Pazartesi

Bir Hilal Uğruna... Şehitlerimize..


Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilal uğruna Yarab ne güneşler batıyor
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gömelim seni tarihe desem sığmazsın
Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber
Sana kucağım açmış duruyor Peygamber

M.Akif Ersoy... Güfte: Sadettin Kaynak

Lali Puna-Micronomic


Kaosa tercüman,isyana lisan..biraz hıçkırık gibi..nedense..güzel bir hafta dileğiyle,insan olmayı ,can taşımaktan ayırt etmiş herkese.Bu hafta savaşarak ölmek için güzel bir hafta..

21 Ekim 2007 Pazar

Uykusuzluk

Şu probleme bir çare bulmak lazım dostlar.. ben iyi bir uyku çekebilmek için bir şişe rakıyı bitirmek zorunda olmamalıyım.. haksızlık bu.. saat sabahın 6 sı.. ve ertesi günümü öldürmek pahasına hala ayaktayım.. Gerçi ben ayakta olmicam da kim olucak..:( Neyse.. bi bildiğiniz varsa yazsanıza kardeşlerim.. ne bileyim koca karı ilaçları bile olur...

Ayrıca şunu farkettim ki..internette bol entry si olanların.. neredeyse % 80 inde bu uyku problemi mevcut ancak kimse nasıl çözeceğine dair bişey yazmamış.. ya da yazıyolar ama Amerika herkes internet bağımlısı olsun diye bunu siliyo olabilir mi en komplo teorisinden :)

Saygılar ve tatlı rüyalar hepinize,muhtemelen kaçınız kaçıncı uykunuzdasınızdır.. Bu arada söyleyin bakalım dün gece kaçta yattınız?
 
Site Meter