oysa gündüz ne kadar cesurdu, geceye göre
tüm korkuların gölgelerle gelmekte
şerefsizce gitmemekte,
ta ki pencereden sızana dek, tik tak....
oysa, penceren sızarken güneş...
acılarım da damarlarımdan sızdı, gecede, ellerinle
-ki ellerinde zamanın bir saniyesinde güneş sızmıştı gecelerime...
harflerden oluşmayan kelimeler, seslerden oluşmayan konuşmalarla.
tüm söylenenler susulduğunda
sessizliğin çığlığında, yine korkular gölgelerle gelmekte
yelkovanın akrebi karalttığı
işte tam da o ada
bir kelebeğin rüyası ya
sanki okyanus ötesi, masum...
de ki olmayan mesafeye nisbet.
de ki olmayan korkuların gölgesinde
dedim ya hani bir rüya, hani kelebeğin, hani masum
dedim ya harflerin havada asılı kaldığı
kelimelerin anlamsız, anlamların kayıp olduğu
yelkovanla akrebin karalttığı ve ellerinin artık aydınlatamadığı
bir geleceğin rüyasıysa yaşadığım
yaşamaya değmezmiş be gülüm;
ne gölgelerle, ne akrep ne de yelkovanla...
Camelius-Morango-Yako-Noivinha
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder