Bir garip başlamıştı bugün,
Serçe bile yarı sarhoş,
Kapının önünde iki insan
Telli duvaklı bir düğün.
İklimlerden de bir garip iklimdi zaten..
Ne adına kış dersin,ne de güneşine aldanıp yaz..
Yağmura hasret bir sıcak,
Gökyüzünde bile bir naz.
Toprağa düşen bir damlaydım,
Üstünde gezinen bir âdem,
Âdemin rüyasında bir notaydım,
Notaya vurulan uzun bir es,
Kafa önde, boynu bükük,
Güneşe küskün bir yüzdüm.
Sanki yeditepe İstanbul’da
Her yol yokuş, ben düzdüm.
Cahile şifa bir akıl olsam,
Söz ederken düşünürdüm,
Bir konuşur iki susar,
Bu halimle övünürdüm.
Gel gör ki ben de bir kulum ki,
Aslında mektup üstü bir pulum,
Uzun zaman geçmeden,
Sevgilinin kalbidir yolum.
Tabi yaren bana he derse,
Olsun deyip affederse,
Bu kalbimdeki kederse,
Buhar olur uçar gider…
En zoru da bir ad koymak,
İsterim şöyle güzel olsun,
Gösterişi pek hoş dursun da,
Sevgilinin yüzü gülsün,
Peki tamam buldum gibi,
Birlikte görelim şarabın dibi,
Kaçma uzağa gel hele bi..
Adı, bir “garip” şiir olsun.. J
Boş geçen günün biri, bir günün bir saati… bir saatin bir dakikası…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder